– AHMET SÜREYYA DURNA
*
Hele bakın şunlara! Kardan kefen giymişler
Nefesler tükenirken buz tutmuş inci dişler
Tahayyüle sığmayan soğuk iliğe işler
Ağıtların acıklı sözüdür Sarıkamış.
*
O yavuklu Sunalar umutla yol beklerken
Kuzuların ardından analar çöktü erken
Sayıklayan çocuklar uykuda “baba” derken
Nasırlı yüreklerde sızıdır Sarıkamış.
*
Tetiğe dokunmadan uyuşmuşlar öylece
Dağlar Allahuekber, doruklar ıssız, gece…
Alınlara yazılmış “kader hükmü” böylece
İlahî tecellinin cüz’üdür Sarıkamış.
*
“Diriliş Ülkesi”nin imanlı çocukları
İnancının gereği var etmişti “yok”ları
İstiklâli uğruna sevdalıyken çokları
O ”ispat-ı vücud”un yüzüdür Sarıkamış.
*
Doksan bin şehidime ağlaşırken melekler
Tersine dönmekteydi sanki çark-ı felekler
Belki de bir cennetin muştusuydu dilekler,
Belki de “bengisu”nun gözüdür Sarıkamış.
*
Ruslar ki kanımıza sırf ekmek doğrayanda
Usanmamış, yılmamış bozguna uğrayanda
Ocaklar söndürende, nesli yetim koyanda
Arta kalan yangının közüdür Sarıkamış.
*
Ne deyim Enver Paşa söyle sana ne deyim?
Sen Turan umuyorken viran yurdu nideyim.
Gör bak ne hallerdeyim, hangi badiredeyim
Katmerli dertlerimin özüdür Sarıkamış.
*
İmkânsızlık içinde hicranla ölmüşlerin
Şerefiyle tarihe aşkla gömülmüşlerin
Tozpembe hayallerin, nice beyaz düşlerin
Nice hadiselerin “giz”idir Sarıkamış.